Ülkemizde uzun süredir devam eden, televizyon, internet reklamlarında sıkça karşılaştığımız faizsiz ev ve konut veren firmalar için yasal düzenleme TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmişti. Bu firmaların düzenlemiş olduğu kampanyalar ile “TOKİ’ye rakip” oldukları da kuliste çokça ifade ediliyor.
Kısa süre içinde vatandaşları konut sahip yapmayı vadeden kampanyalar nedeniyle, Türkiye’de 1980’li yıllarda yaşanan “Banker Krizi” benzeri bir skandalım oluşmasından korkuluyor. Şöyle ki, firmaların birçoğu konut üretmiyor ve kampanya neticesinde vatandaşlara verilecek konu için muğlak ifadeler kullanmayı tercih ediyorlar.
Milletvekilleri yayınlanan ilanlara tepki gösterdi
Yeni kanun ile yasal kuruluşlar haline gelen faizsiz ev ve konut edindirme sistemi firmaları, sıkı denetlenmediği taktirde yeni krizler yaratabilir. Sistem içerisindeki vatandaşları kısa sürede ev veya araba sahibi yapacağını iddia eden firmaların reklamları, İYİ Parti İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray tarafından eleştirildi. Çıray yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Ev ve araba sahiplendiren firmalar için yeni kanun TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Fakat bu tür firmaların çok sıkı denetlenmesi gerekiyor. Reklam olarak karşımıza çıkıyor; Vatandaşları, 1.500 TL’lik taksitler ile 10 ayda ev sahibi yapmayı vaat ediyorlar. Ne kadar doğru orası meçhul. Faizsiz ev ve araba sistemi devlet tarafından sıkı denetlenmeli.”
Çıray resmi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ise şu ifadelere yer verdi:
“10 ayda 15.000 TL ödeyip ev sahibi olabilmek çok güzel! Aşağıdaki ilanı verenler, evlerin nerede olduğunu ve planlarını TBMM’deki ofisime iletiversinler.”
1980’lerde yaşanan “Banker Krizi” benzetmesi
Faizsiz ev ve araba sahiplendiren şirketlere karşı bir uyarı da CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’tan geldi. Budak yaptığı açıklamada, “Bu yapılan saadet zinciri modelidir. Zincir bir yerden koparsa sistemin tıkanması kaçınılmaz bir noktada olur. İşte asıl felaket o zaman ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.
Şirketlerin yaşayacağı en ufak sorunda bile vatandaşların mağduriyet çekeceklerini dile getiren Budak, “Hassasiyetle izlenmezse 1980’li yıllardaki banker krizi mağduriyeti yaşamak kaçınılmazdır” dedi.