Kahramanmaraş’ ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkez üssü olan 7.7 ve 7.6 gibi dehşet iki deprem ve artçılarıyla birlikte bir deprem fırtınası, Kahramanmaraş başta olmak üzere, 10 şehirde adeta bombalanmış gibi bir yıkım oluşturdu. Havanın aniden soğuması ve hava koşullarının oluşturduğu olumsuzluk, çok büyük bir coğrafyada yaşanan yıkım, her konuda büyük bir şaşkınlığa da neden oldu.
10 Şehirde anlık yardıma ve desteğe ihtiyaç duyan on binlerce vatandaşımız, yaşanan karmaşanın tam ortasında kaldılar. Bu büyük deprem fırtınasından kurtulanların büyük bölümü, kurtulduklarına bile sevinemeden başka ve çok kötü koşullarla karşı karşıya kaldılar. Yaşananlar öylesine elim, acı ve dram yüklüki, hangi öykünün neresinden tutacağınızı bilemiyorsunuz.
Deprem Felaketinden Sonra Bir Annenin Yaşadıkları
Yaşanan felaketten sağ kurtulan bir annenin, depremin henüz 2. Gününde yaşadıklarını göz yaşlarıyla anlattığı video, bu acı hikâyelerden sadece bir tanesi. Anne şunları söylüyor; “ Ben çocuğuma 2. günü akşamı mama çaldım marketten, kendimiz çadır kurduk. Utanmıyorum, onlar utansın. “
Hayatını kaybetmiş henüz daha 13 yaşında çocuğunun dışarıya uzanmış elini tutan, hasbelkader kendisi kurtulmuş bir babanın ifade edilemez görüntüsü, bir kişinin arkasında bulunan yeğeninin kurtulmasına olanak tanımak için enkaz altında kalan kolunun kesilmesine razı olması ve ardından vefat etmesi, ekranlara taşınarak herkesin bildiği birkaç öyküden ibaret.
Yaşananların dram boyutu öylesine yüksek ki, çoğunu duymak, okumak bile istemiyoruz. Ancak bu yaşananlar, 2000’ li yılların il çeyreğinde olan dünyamızda ve özellikle ülkemizde yaşanıyor. Üstelik halen yaşanmaya devam ediyor.
Medyadan Garip Yaklaşımlar
Tüm bu olup bitenleri karşılaşılacak baskılarla ve etik kuralları istedikleri gibi esneterek aktaran haberciler, dikkatlerini çeken, çoğunluğu prim yapacak haberleri çoğunlukla hissiz bir şekilde aktarmaya devam ediyor.
Birçoğu bu hissizliği profesyonellik olarak adlandırırken, Dilara Gönder gibi belki de mesleklerinin saygınlığını kurtarmış bir hanımefendi bize onlarında insan olduğunu gösterdi. Keşke tüm medya olarak Dilara hanım’ a büyük bir destek verseydiniz.
Her türlü acı olayı birer duygu sömürüsüne dönüştürerek, acılar üzerinden prim yapmaya çalışan medya, orada yaşanan bu emsalsiz acıların önüne geçiyor mu acaba?